
AİLE VE DİN


AİLE İÇİ GÖREV VE SORUMLULUKLAR
Aile düzenini sağlıklı biçimde devam ettirmek, öncelikle anne ve babanın sorumluluğundadır.
Bu yüzden eşlerin birbirlerine karşı olan söz ve davranışları, bir aile olduklarını unutmayacak biçimde olmalıdır.
Eşler, özellikle buna dikkat etmezlerse aile için görev ve sorumluluklarını yerine getirmiş olmazlar.
Ailede görev ve sorumluluğun yerine getirilmesi, aile mutluluğunun güvencesidir.
Bu husus Peygamberimizin Veda Hutbesi’nde, “…Hanımlarınızın sizin üzerinizde hakkı bulunduğu
gibi sizin de onlar üzerinde hakkınız vardır…” şeklinde belirtilmiştir. Hz. Peygamber, bir kişinin görev ve sorumluluğunu aileyi de içine alacak biçimde genel ifadelerle açıklamıştır.
Buna göre Peygamberimiz, anne ve babanın diğer aile fertlerine karşı sorumluluklarını yerine getirmelerinin önemini vurgulamıştır. Aile içinde eşlerin birbirlerine karşı sorumluluktan olduğu gibi çocukların da görev ve sorumluluktan vardır. Anne ve babaların mutluluk kaynağı olan çocuklar, Allah’ın onlara birer emanetidirler. Anne ve baba, bu bilinçle çocuklarına sevgi ve şefkat göstermeli, onların gelecekte iyi bir insan olmaları için sorumluluk duygusu içinde hareket etmelidirler.
Anne ve Babanın Çocuklarına Karşı Görev ve Sorumlulukları Nelerdir?
Çocuklar ailenin bir meyvesi, Allah’ın anne ve babaya vermiş olduğu emanetidir.
Dinimiz anne ve babalardan çocukları güzel ahlaklı olarak yetiştirmelerini istemektedir.
Çocukları hangi öğütlerle eğitmeli?
Bu hususta da bize Hz. Lokman’ın oğluna vermiş olduğu öğütler en güzel örnektir. “Lokman oğluna öğüt vererek: “Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Doğrusu şirk büyük bir zulümdür demişti.” (Lokman suresi, 13. ayet) Öğütlerine devamla “Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret.
Doğrusu bunlar azmedilmeye değer işlerdir. Küçümseyerek, insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez. Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt, unutma ki seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman suresi, 17-18-19. ayetler)
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’ de “ Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmamıştır. “(250 hadis, 204) buyurarak çocuk terbiyesinin önemini vurgulamıştır.
Çocukların Ana-Baba ve Büyüklerine Karşı Görev ve Sorumlulukları Nelerdir?
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “Biz insana ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir.
Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiye de bulunmuşuzdur.
Dönüş ancak banadır.” (Lokman suresi, 14. ayet) diye buyurarak, ana- babanın değerine işaret etmiştir. Peygamberimizde “Allah’ın en sevdiği amel, vaktinde kılınan namaz ile anaya babaya iyilik yapmaktır.”(Riyazüs Salihin c1) buyurarak çocukların anne ve babalarına olan sorumluluklarını hatırlatmış, bir başka sözüyle de; “Allah’ın kıyamet gününde yüzlerine bakmayacağı kişilerden biri de anasına babasına asi olandır.” (Et-Tergib ve’t Terhib c3, s327) buyurarak bu durumun önemine işaret etmiştir.
Yine bir hadisinde; “ Allah bütün günahlardan dilediklerinin (cezasını) kıyamet gününe tehir eder, yalnız ana-babaya yapılan isyanın cezasını Allah sahibine ölmeden önce verecektir.” (seçme hadisler, s58) buyurarak anne- babaya nasıl özenle davranmamız gerektiğini belirtmiştir.
Karı-Koca Arasındaki Hak ve Sorumluluklar
Ailede huzur ve mutluluğun doğabilmesi için eşler arasında karşılıklı sevgi ve saygı şarttır. Yunus Emre’nin dediği gibi, “aşk gelince bütün dertler biter.” İnsanoğlu sevme yeteneğini sevile sevile kazanır; sevmeden önce, sevilmeyi öğrenir. Bunun için atalarımız “sen seversen yavrunu, o da sever yavrusunu” demişlerdir.
Bir ailenin temelini oluşturan karı ve koca, birbirlerinin sevinç ve üzüntülerini paylaşmalı, işlerini birbirleriyle danışarak yapmalı, karşılıklı sevgi, güven, birlik ve beraberlik içerisinde bulunmalıdırlar. Kur’an-ı Kerim, aile içerisinde yer alan kadın ve erkeği, birbirini koruyan elbiseler olarak nitelendirmiştir. (Bakara, 187)
Koca, Allah’ın kendisine bir emaneti olan hanımını hoş tutmalı, ona nazik davranmalı ve merhamet duygusuyla hareket ederek ailesini korumaya ve geçimini sağlamaya çalışmalıdır. Çalışmayan ve evine ekmek getirmeyen koca, gittikçe evine sorun, sıkıntı ve sefalet getirmeye başlar. Böylece de atalarımızın dediği gibi, “sefalet kapıdan girince, saadet bacadan kaçar.” Erkek, evine her zaman güler yüzle ve selam vererek girmeli; eş ve çocuklarının meşru istek ve ihtiyaçlarını titizlikle yerine getirmeli, ev işlerinde eşine yardımcı olmalıdır. Hz. Aişe’ye Hz. Peygamber Efendimiz’in evinde ne yaptığı sorulduğu zaman o, “Ev halkına işlerinde yardım ederdi; elbisesinin söküğünü diker, ayakkabısını tamir ederdi; ezanı işitince de namaza çıkardı.” (Buharî, Nafakât 8) demiştir.
Kadın, eşine saygı, çocuklarına sevgi göstermeli; evdeki işleri zamanında ve itinalı olarak yapmalı; evini, malını; kendisinin, kocasının ve çocuklarının onur ve şerefini korumalı, kocasına sevgi ile bağlanmalıdır. Evini ve çocuklarını iktisatla ve maharetle idare etmeli, ailesinin sorun ve sırlarını başkalarına açmamalıdır.
Aile içerisinde yer alan kadın ve erkekten her biri kendi anne, baba ve akrabalarını nasıl seviyor ve onlara nasıl hürmet ediyorlarsa, eşinin ana-baba ve akrabalarına aynı saygı ve hürmeti göstermelidirler. Ayrıca, taraflar birbirlerinin mülkiyet haklarına saygı duymalıdırlar. İslam hukukunda mal ayrılığına dayalı bir mal rejimi kabul edilmiştir ve bunun tabii sonucu olarak da karı ve kocanın mal varlıkları birbirinden ayrıdır. Dolayısıyla kadın kendi mal varlığında dilediği gibi tasarruf edebilme hakkına sahiptir ve onlar üzerinde kocasının herhangi bir müdahalesi söz konusu olamaz.

Aile İçi iletişim Kopukluğunun Sebepleri:
1-Sahiplenme: Genelde erkeklerin kadınlara yaptığı bir durumdur.( "Benim istediğim gibi
giyinip, istediğim gibi davranacaksın" tarzı baskılardır)
2-Egemen olma girişimi: Sahiplenmenin bir üst basamağıdır. Her şeyden haberdar olma durumu söz konusudur. Erkekler genelde kıskanıyorum başlığı altında egemen olma dürtülerini tatmin ederler.
3-Saldırganlık-Pasiflik: Saldırganlık iletişim içinde olduğumuzun bir göstergesidir. Dayak mı zararlı? "senin annen olmayacağım sözü mü zararlı? Üzerinde özellikle durmalısınız. Çünkü fiziksel acıları unutmak ile ruhsal acıları unutmak arasında çok fark vardır. İnsan ruhsal acıları unutmakta daha fazla zorlanmaktadır. Ama bu dayak atın anlamına gelmemelidir.
4-Eleştiriye aşırı duyarlılık:Aile içi iletişim engellerinin biride eşlerin ve çocukların birbirini fazla eleştirmeleri güzel yönlerini görmemeleridir
5-Kıskançlık-Özgüven eksikliği: Aşırı kıskançlık insan yaşamını sınırlandırdığından dolayı aile içi iletişimi engellemektedir.
6-Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı: Her iki bağımlılıklardan birine sahip olan insanların beyinlerinde deformasyon olduğu için normal insan gibi davranamazlar bu da aile içi iletişimsizliğe neden olur.
7-Sosyal ortama girme isteksizliği
8-Utangaçlık
9-Küsme ve surat asma
10-Sık sık sinirlenme
11-Şiddet
13-Duygusal ve fiziksel uzaklaşma.
14-Yalan (Mümkün olduğu kadar şeffaf olun, çünkü sürekli söylenen yalan aile içi iletişimsizliğe neden olur.)
